Mehmet Hakan Atilla, eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı, ABD’de 32 ay ceza almış iyi hal nedeniyle 28 ay üzerine tahliye edilerek Türkiye’ye döndü. M. Hakan Atilla, Halk Bankası’nda birlikte mesai yaptığım ve zaman zaman yol arkadaşlığı yaptığım çok değerli bir vatan evladıdır.
Ortalıkta dünya kadar vatan haini, sömürgeci uşakları dolanırken ve vatanlarını sattıkları için sırtları sıvazlanırken bir yiğit adam, bir koca yürek bütün kumpasları boşa çıkarıyor. Hava alanında; ailesi, bakanlar, Halk Bankası, Ziraat Bankası genel müdürlerince karşılanan M. Hakan Atilla Cumhurbaşkanımızca da telefonla aranmıştır. Vatanına hoş geldin KOCA YÜREK… Millet olarak seni seviyor ve bağrımıza basıyoruz. İyi ki varsın M. Hakan Atilla…
Sivil toplum sesini yükseltiyor
Bu arada; milli konularda sivil toplumun sesini yükseltmesi çok önemlidir. Türkiye’nin dört bir tarafından bir araya gelinerek kurulmuş olan Tüm Sivil Toplum Kuruluşları Konfederasyonu (TSTK) Genel Başkanı sayın Hasan EKŞİ imzasıyla yayımlanan bildiriyi önemsiyor ve “ULUSLARARASI KAMUOYUNUN DİKKATİNE…TÜRKİYE SİVİL TOPLUMUNUN SESİNİ DUYUN…” çağrısıyla başlayan bu bildiriyi siz değerli okuyucularımla paylaşmak istiyorum:
“Türkiye’ye Yönelik Olarak ABD Hükümetinin ve Avrupa Birliğinin Yaptırımlar Getiren Kararlarına İtiraz Ediyoruz…
Bünyesinde çok sayıda sivil toplum kuruluşunu, mesleki, bilimsel, iş dünyası ve sanat kuruluşlarını barındıran bir çatı sivil toplum kuruluşu olan TÜM SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI KONFEDERASYONU, aşağıdaki hususları dünya kamuoyunun bilgisine ve vicdanına sunmaktadır:
- Türkiye, bağımsızlığını Atatürk’ün önderliğindeki Kuruluş Savaşı ile yedi düvele karşı elde etmiş ve tarihsel köklü bir geçmişi olan bir ülkedir.
- Türkiye, dünya coğrafyasında ve uygarlıklar haritasında özel ve çok önemli bir yere sahiptir. Doğu ve Batı uygarlıklarının ve kültürlerinin en güçlü sentezlerinden birisini, demokratik ve kültürel hoşgörüye dayalı toplum yapısıyla sürdürmekte olan ülkemize, uluslararası toplum tarafından “Uygarlıklar Buluşması Moderatörlüğü” rolü verilmiş bulunmaktadır.
- Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve 20. yüzyılda Avrupa’da soykırıma uğrayanlara kucak açan bir ülke olan Türkiye, Suriye’deki savaş ortamından kaçan milyonlarca Suriyeliye de, sağladığı barınma, sağlık, eğitim vd. hizmetlerle ev sahipliği yapmayı, milyarlarca Avroluk maliyete rağmen üstlenmiştir.
- Bulunduğu jeopolitik konumu itibariyle ülke savunması ihtiyaçları çok büyük olan Türkiye’nin, gerçekleştirdiği S-400 füze alımına ve Doğu Akdeniz’de Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile birlikte doğal gaz ve petrol arama çalışmalarının güvenliğini sağlama girişimlerine karşı, ABD’nin ve Avrupa Birliğinin çeşitli yaptırım tercih ve kararları doğrultusunda hareket ettiklerini üzüntüyle gözlemekteyiz.
- Uluslararası hukukun adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde egemen bir devlet olarak yürüttüğü meşru girişimlerin çeşitli mülahazalarla bağlamından kopartılarak ülkemize karşı bir seferberliğin başlatılmakta olduğunu görmekten üzüntü duyuyoruz.
Sonuçta, halkımızı mağdur edecek, kamuoyumuzun değer verdiği Batı Dünyasına karşı olumsuz duygu ve tutumlara kapılmasına yol açacak düşmanca sayılabilecek kararlardan vaz geçilmesini, ülkemizin ve halkımızın ulusal çıkarlarımızı ve bağımsızlığımızı korumada kararlı olduğunu, uluslararası kamuoyunun dikkatine saygılarımızla sunuyoruz.”